ShopDreamUp AI ArtDreamUp
Deviation Actions
Princin doğal olarak arsenik biriktirmeye meyilli bir bitki olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik vücudun işleyebildiği organik arseniği alsa bile bunu en tehlikeli olan inorganik arsenik haline çevirerek bünyesinde tutabildiğini... yaa, sucuktan salamdan nereye geldik değil mi? Konuya dikkat çeken, korku çığını başlatan ilk kartopu ne? Mayıs ayında ABD'de Nature's One bebek maması firmasının kendine "sıfır arsenik" hedefi koyduğunu açıklaması . "Nasıl yani? arsenik mi vardı daha önce?" derseniz, cevap şu; Mamaları tatlandırmak için prinç şurubu kullanılıyordu. (hemen panik yapmayın eser miktarda, ama yine de inorganik arseniğin vucutta biriktiğini bilmek lazım)
Hadi korkmaya devam. Radyoaktif bir asal gaz olan Radonun topraktan yükselerek binalara sızdığını, havadan ağır olduğu için dağıtıcı bir hava sirkülasyonu olmadığı takdirde özellikle bodrum katlarda tehlikeli yoğuşmalar yarattığını bilir musunuz? Bu nasıl ortaya çıkmış derseniz, Amerika'da nükleer santralde çalışan bir personelin tesis girişinde gayger sayaçlarını harekete geçirmesi ile. Ne saçma değil mi? Ya Çernobil nasıl öğrenildi? Ne kadar faydalı şeyler değil mi? Nükleer tesislerden bahsediyorum tabii. Tevekkelli değil hükümetimiz illa nükleer santral sahibi olmak istiyor, bir yerimize zaten girdiyse hiç değilse haberimiz olsun. Radyasyon , yanlış anlamayın.
Porsuk ağacını işleyen zanaat erbabı neden çok yaşamazdı? Doğa, yeşillik, ağaçlar çok güzel değil mi? Ruhunuzu dinlendiriyorlar. Bazen ebediyen...
Ya da Osmanlının meşhur tombak ustalarının yaşlılığını gören olmuş mu? Kumlama ile eskitilmiş kotlarınızda kan lekesi mi gördünüz? İşçinin teki öksürüvermiş dert etmeyin.
Bilmemek garip. bilmek istememek garip. Korku garip şey. Bilmekten korkmak garip. Etik bir karar vermesini gerektiren bir şeyi geçiştirir, duymazdan gelir insanoğlu. "çok kötü bir şey yaptım" der adam, arkadaşı elleri kulağında "lalalala" der.
Romalı yüksek sınıf, kap kacakta habire kullandığı kurşunun zehirli olduğunu bildikleri halde neden kullanıyordu? Delilik ve kısırlık, neden yönetici sınıfta bu denli çoktu acaba?
Osmanlı hanımlarının cilt rengini açmakta kullandıkları makyaz malzemesi "düzgün" ile Japon kadınlarının yüzlerini beyazlaştırdıkları malzemelerin var oluş sebebi kadar ölümcül etkileri de mi ortaktı?
Korku ve güvensizlik garip şey. Bilmemek, göremediği, anlayamadığı şeyi yok, zararsız saymak da cehalet. Aralıkta duruyoruz. Ne tam biliyoruz, ne de henüz bilmediğimiz müthiş zehirin tedirginliğini yaşıyoruz.
Ademin koparttığı elmadan bilginin zehirli suyu sızıyor. Bilmezken ne rahattık oysa...
-----
"Şaçmalayan Hakan" yayınlarından az sonra;
* kendi yazdıklarına aşık olmak;
mükemmelliyetçilik karşısında punk ! yüksek edebiyat karşısında pulp ! okuyucuya saygı karşısında kendini tatmin !
* marsis; Kalan Müzik'ten çıkan yeni albümünü ölesiye sevdiği paracıklarını feda ederek satın alan Hakan neden laz-rock yetmez, biriniz laz power metal grubu kurun diye bağırdı Kadıköy sokaklarına? kemençe, tulum ve harhar bir gitar... iyi gidiyor layn
Hadi korkmaya devam. Radyoaktif bir asal gaz olan Radonun topraktan yükselerek binalara sızdığını, havadan ağır olduğu için dağıtıcı bir hava sirkülasyonu olmadığı takdirde özellikle bodrum katlarda tehlikeli yoğuşmalar yarattığını bilir musunuz? Bu nasıl ortaya çıkmış derseniz, Amerika'da nükleer santralde çalışan bir personelin tesis girişinde gayger sayaçlarını harekete geçirmesi ile. Ne saçma değil mi? Ya Çernobil nasıl öğrenildi? Ne kadar faydalı şeyler değil mi? Nükleer tesislerden bahsediyorum tabii. Tevekkelli değil hükümetimiz illa nükleer santral sahibi olmak istiyor, bir yerimize zaten girdiyse hiç değilse haberimiz olsun. Radyasyon , yanlış anlamayın.
Porsuk ağacını işleyen zanaat erbabı neden çok yaşamazdı? Doğa, yeşillik, ağaçlar çok güzel değil mi? Ruhunuzu dinlendiriyorlar. Bazen ebediyen...
Ya da Osmanlının meşhur tombak ustalarının yaşlılığını gören olmuş mu? Kumlama ile eskitilmiş kotlarınızda kan lekesi mi gördünüz? İşçinin teki öksürüvermiş dert etmeyin.
Bilmemek garip. bilmek istememek garip. Korku garip şey. Bilmekten korkmak garip. Etik bir karar vermesini gerektiren bir şeyi geçiştirir, duymazdan gelir insanoğlu. "çok kötü bir şey yaptım" der adam, arkadaşı elleri kulağında "lalalala" der.
Romalı yüksek sınıf, kap kacakta habire kullandığı kurşunun zehirli olduğunu bildikleri halde neden kullanıyordu? Delilik ve kısırlık, neden yönetici sınıfta bu denli çoktu acaba?
Osmanlı hanımlarının cilt rengini açmakta kullandıkları makyaz malzemesi "düzgün" ile Japon kadınlarının yüzlerini beyazlaştırdıkları malzemelerin var oluş sebebi kadar ölümcül etkileri de mi ortaktı?
Korku ve güvensizlik garip şey. Bilmemek, göremediği, anlayamadığı şeyi yok, zararsız saymak da cehalet. Aralıkta duruyoruz. Ne tam biliyoruz, ne de henüz bilmediğimiz müthiş zehirin tedirginliğini yaşıyoruz.
Ademin koparttığı elmadan bilginin zehirli suyu sızıyor. Bilmezken ne rahattık oysa...
-----
"Şaçmalayan Hakan" yayınlarından az sonra;
* kendi yazdıklarına aşık olmak;
mükemmelliyetçilik karşısında punk ! yüksek edebiyat karşısında pulp ! okuyucuya saygı karşısında kendini tatmin !
* marsis; Kalan Müzik'ten çıkan yeni albümünü ölesiye sevdiği paracıklarını feda ederek satın alan Hakan neden laz-rock yetmez, biriniz laz power metal grubu kurun diye bağırdı Kadıköy sokaklarına? kemençe, tulum ve harhar bir gitar... iyi gidiyor layn
Bosluga Oykuler 1
Kız, ışık küresine doğru ellerini kaldırdı. Bilmediği şeyler onu cezbediyordu. Elleri yanıyor, canı acıyor ama kendine engel olamıyordu. Ömrü bu loşluklar ülkesinde bir pervane misali ışığın peşinde koşarak geçmişti.
Yukarıda cennet vardı biliyordu. Ama orada bulunması gereken mutluluk yerine, insanları boğan görünmez bir sel gibi tatminsizlik yer alıyordu. Ellerindeki şeyin daha çoğunu istiyorlardı, daha çoğunu , daha çoğunu.
Aşağıdaki dünya ise korkunç ve ac
DiP
Dip çıktı. 106 sayfalık siyah beyaz bir iş. Dağıtım çok yavaş gidiyor, ama yine de olmadık yerlerde kitapla karşılaşabilirsiniz.
Misafirler
Yokuşun altındaki çimenlikte hep arabaya hedef olarak seçtiğim uzaktaki yaşlı selvinin tam önünde, perspektif gereği koca ağacı kapatan bir leylek vardı bu sabah. Ne çekilden ne küfürden anlar. "geldi yine" dedim kendi kendime. Arka koltukta oturan ve benim kendi kendime ağzımın içinde yuvarladığım mırıldanmalara alışkın çocuklar hiç iplemedi. Ama bahar geliyordu.
Şimdi işin yoksa dışarılarda dolaş, denize çakıl fırlatmak için kumsala git, pabuçların kum dolsun, çiçekle böcekle beraber sinekler de u
Vur Kac Hikayeler - 2
IŞIK ŞEHRİNİN PEŞİNDE (YA DA BİR ALDATMA HİKAYESİ)
Deniz kıyısında düşünemezsin. Bakarsın sadece. Yüreğinde bir ağırlık, kafanda, karanlık köşelerin ardında bekleyen büyük bir makina işlerken tıkır tıkır ve tam da düşünmenin zamanı gelmişken, düşünemezsin. Deniz kıyısında olmaz, boş sayfalarında gezinir gibi bir kitabın, bakarsın. Nafile bir ipucunun peşinde. Sırtını dönersin, deniz peşini bırakmaz bu sefer. Vurup duran dalgalar
© 2012 - 2024 hakantacal
Comments0
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In